-
1 заваливаться
düşmek; yatmak; yıkılmak,çökmek* * *несов.; сов. - зава́ливать1) düşmekкни́га завали́лась за шкаф — kitap dolabın arkasına düştü
2) разг. ( запрокидываться) düşmek; yatmakзава́ливаться наза́д — arkaya düşmek
зава́ливаться на́ бок — yana yatmak
4) перен., прост. ( на экзамене) çakmak; takmak••я́блок там - завали́сь — orada elmanın bini bir paraya; orada elmadan geçilmiyor
-
2 крениться
несов.; сов. - накрени́ться -
3 накреняться
несов.; сов. - накрени́тьсяyana yatmak ( о судне); kaykılmak (о здании, стене) -
4 покачнуться
сов.1) ( о стоящем) ayakları üstünde sallanmak, ileri geri sallanmak, sendelemek2) разг. ( накрениться) kaykılmak; yana yatmak3) перен. ( испортиться) bozulmak, sarsılmak -
5 пошатнуться
сов.1) sendelemek; yana yatmak ( накрениться); kaykılmak ( покоситься)он пошатну́лся и чуть бы́ло не упал — sendeledi, az kalsın düşecekti
2) перен. sarsılmak; bozulmakпошатну́вшийся авторите́т — sarsılan itibar
его́ здоро́вье пошатну́лось — sağlığı bozuldu
-
6 пора
I п`ораж1) gözenek (-ği)2) перен. hücreII пор`аглубоко́ проника́ть во все по́ры о́бщества — toplumun her hücresine derinlemesine nüfuz etmek
жпора мо́лодости — gençlik çağı
сеноко́сная пора — ot biçme vakti
в ночну́ю по́ру — gece vakti
дождли́вая пора — yağmur mevsimi
счастли́вая пора жи́зни — yaşamın mutlu dönemi
2) → сказ. zamanı geldiдавно́ пора рассмотре́ть э́тот вопро́с — bu sorunu ele almanın zamanı çoktan geldi
••с каки́х пор? — ne zamandan beri?
до неда́вних пор — yakın zamanlara kadar
я до сих по́р удивля́юсь — halâ şaşarım
покра́сь вот до сих по́р — burasına kadar boya
с да́вних пор — eski zamanlardan beri
в ту по́ру — o zamanlar, o sıralar(da)
на пе́рвых пора́х — ilkten, önceleri
до каки́х пор? — ne zamana kadar?
и с тех пор его́ бо́льше не ви́дели — o gün bugündür onu gören olmadı
с тех пор как я его́ не ви́дел... — ben onu görmeyeli...
с тех пор как постро́ен заво́д... — fabrika kurulduğundan bu yana...
См. также в других словарях:
yan yatmak — 1) yana doğru çok eğilmek 2) sağa veya sola doğru eğilerek devrilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanlamak — nsz 1) Yana yatmak, yana dönmek 2) i Yanından geçmek 3) e, mec. Çalışıp yorulmadan başka birisinden geçinmek Validenin yanına yanlamaktan başka çarem yok! E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kamulmak — söykenmek, yana yatmak II, 135,136 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yan — is. 1) Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı. M. Ş. Esendal 2) Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet Yaşlı garson yanımıza geldi. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Yer 4) Üst 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatışmak — nsz 1) Hızı, etkisi azalmak, aşırılığı geçmek Vapurun gürültüsü büsbütün yatıştı. R. H. Karay 2) Coşku, sinir, korku vb.nin etkisi azalmak, geçmek, sakinleşmek Nasılsın yavrum, uyuduktan sonra biraz sinirlerin yatıştı mı? S. M. Alus 3) Ayaklanma … Çağatay Osmanlı Sözlük